Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Osmanlıda Alkol ve Tütün Tüketimi

Osmanlıda Alkol ve Tütün Tüketimi Tütün memleketimize ancak 17. yüzyıl başlarında, I. Ahmet zamanında İngiliz gemicileri tarafından getirilmiş ve kısa bir zaman içinde, ayak takımından devlet büyüklerine ve ulemaya varınca her sınıf ve tabak arasında yayılmıştı. Sigara kağıdı on dokuzuncu asırda kullanılmaya başlandı; tütün her yerde olduğu gibi bizde de lüle içinde çubukla içilirdi. Zenginler arasında lüle çubuk, aynı zamanda bir ziynet eşyası haline getirilmiş, sanat eseri diyebileceğimiz, kıymetli taşlarla süslü murassa lüleler ve çubuklar yaptırılmıştı. İlk şiddetli tütün yasağını koyan ve tütün içenlere aman vermeyip ölüm cezasına çarptıran IV. Murat ’tır. Bir anarşi devrinde, henüz on dört yaşında iken tahta çıkan bu hükümdar saltanatının ilk yıllarında çok kanlı askerî ihtilâllerle karşılaşmıştı. Öyle ki, bir seferinde gözde yakınları elinden zorla alınarak idam edildikten sonra, kendi tahtı ve hayatı bile tehlikeye düşmüştü. On sekiz yaşına basıp devlet idaresini bizzat eline ...

Müveddet Kadın

Müveddet Kadın (Şadiye Çıhçı; 12 Ekim 1893 – 20 Aralık 1951), Osmanlı sultanı VI. Mehmed'in üçüncü eşidir. Müveddet Kadın, 12 Ekim 1893 tarihinde İzmit, Derbent'te doğdu. Şadiye Çıhçı adıyla doğdu, Abhaz soylu Çıhçı ailesinin bir üyesiydi. Babası Kato Davud Bey Çıhçı, annesi Ayşe Hanım'dır. VI. Mehmed'in dördüncü eşi Nevvare Hanım'ın baba tarafından kuzenidir. Müveddet, Mehmed ile 25 Nisan 1911'de Çengelköy'deki yalıda evlendi. Evlilikten bir yıl sonra, 5 Ekim 1912'de çiftin tek oğlu olan Şehzade Mehmed Ertuğrul dünyaya geldi. Mehmed'in 4 Temmuz 1918'de tahta çıkmasından sonra kendisine "İkinci Kadın" unvanı verildi. Mehmed'in 1926'da ölümünden sonra Müveddet, 1932'de İskenderiye'ye gitti ve Emin Paşa'nın oğlu Şakir Bey ile evlendi. Şehzade Ertuğrul, annesinin ikinci evliliğine her zaman karşı çıkmış ve onu bir daha hiç görmemiştir. 1936'da boşandı.

Ulviye Sultan

Ulviye Sultan, (d.1868) - (ö. 5 Ekim 1875), II. Abdülhamid'in ve Nâzikedâ Kadınefendi'nin ilk çocuğu. 8 yaşında iken zamanın yeni icatlarından olan kibritle oynarken elbisesinin alev alması sonucu yanarak ölmüş, ölümü padişahı ve eşini çok sarsmıştır. Ulviye Sultan Yeni Camii Cedit Havatin Türbesi'ne defnedildi. Ayşe Sultan'ın anılarında II. Abdülhamid'in Ulviye Sultan'dan bahsederken "Allah hiçbirinizin acısını göstermesin, fakat Ulviye'mi hiçbir zaman unutmayacağım, acısı kalbimi yakıyor" dediği nakledilir.  Saray nedimelerinden Leyla Açba da Nazikeda Kadın'ın Ulviye Sultan'a üzüntüsü ömrü hayatınca hiç dinmediğini; Her akşam yatağına yattığında ağlayarak; “Arslanım Ulviyem!” diyerek gözyaşları arasında uyuduğunu nakletmiştir.

Emine Nazikeda Başkadınefendi

Emine Nazikeda Başkadınefendi (9 Ekim 1866; Tszabal, Abhazya - 4 Nisan 1941; Maadi, Kahire), Sultan Vahdettin'in eşi ve Baş Kadınefendi. Osmanlı Devleti'ndeki son Baş Kadınefendi'dir. Padişah kızları Prenses Sabiha Sultan ve Prenses Fatma Ulviye Sultan'ın annesidir. Yaşamı Abhazya'nın Tzebelda kasabasında doğdu.[kaynak belirtilmeli] Abhaz Prensi Hasan Bey Marşania ile Prenses Fatma Horecan Aredba'nın kızıdır.[kaynak belirtilmeli] Ailesi Osmanlı Devleti'ne, 93 Harbi'nde Abhazya'dan göç ederek yerleşti. Marşania Abdülkadir Bey'in kızkardeşidir. Ailesi tarafından 1876 yılında kız kardeşleri Daryal ve Naciye ile kuzenleri Amine, Rumeysa, Pakize, Fatma ve Kamile Hanımlar ve sütnineleri ile birlikte küçük yaşta iken Cemile Sultan'nın nedimelerinden olan halaları Suzidil Hanım'ın yanına gönderildi. Sarayda Emine Nazikeda adını alan genç kız, Cemile Sultan'nın veremli kızı Fatma Hanım Sultan'nın yoldaşı oldu. Fatma Sultan 1890 yılında öld...

Feriye Sarayları

Feriye Sarayı ya da Feriye Sarayları, İstanbul Boğazı kıyılarında günümüzdeki Beşiktaş semtiyle Ortaköy semti arasında Çırağan Caddesi boyunca uzanan Osmanlı saraylarının eski adıdır. Saraylar günümüzde çeşitli kurumlar tarafından eğitim amacıyla kullanılmaktadır. İstanbul Boğazı kıyılarında Osmanlı Hanedanı için yaptırılan ilk saray 1856 yılında kullanılıma açılan Dolmabahçe Sarayı idi. Daha sonra 1872 yılında Çırağan Sarayı yaptırıldı. Ancak bu iki saray da Osmanlı ailesine yetmeyince Çırağan Sarayı'yla Ortaköy Camii arasındaki kıyı şeridinde ek binalar yaptırıldı. Balyan Ailesine üye mimarlar tarafından yapılan bu binalara ikincil binalar ya da yan binalar anlamında Feriye Sarayları adı verildi. Deniz tarafında üç ana bina, bir cariyeler koğuşu ve iki katlı küçük bir binadan oluşan yapılar topluluğunun arkasında, yol tarafında ek binalar yer almaktadır. Bu saraylarda padişahın uygun gördüğü hanedan mensupları ile kışlık dairesi bulunmayan kişiler otururdu. Saraylar yaklaşık 3,00...

Sabiha Sultan (Rukiye Sabiha Osmanoğlu)

Sabiha Sultan (Rukiye Sabiha Osmanoğlu)  Sabiha Sultan veya Rukiye Sabiha Osmanoğlu (Osmanlıca: رقیه صبیحه سلطان, 19 Mart 1894, İstanbul - 26 Ağustos 1971, İstanbul), son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin ’in kızı ve son İslam Halifesi Abdülmecid Efendi 'nin gelini. İlk yılları Sabiha Sultan, 19 Mart 1894'te Osmanlı İmparatorluğu 'nun başkenti İstanbul'daki Feriye Sarayı 'nda doğdu. Babası son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin, annesi ise Vahdettin’in ilk eşi olan Emine Nazikeda Kadınefendi ’dir. Fatma Ulviye Sultan adlı bir ablası ve babasının Şadiye Müveddet Kadınefendi ile evliliğinden olma Mehmed Ertuğrul adlı erkek kardeşi vardır. Sabiha Sultan, kimi sözlü kaynaklara göre Emine Nazikeda Kadın Efendi babasını ziyaret için Adapazarı’nda bulunduğu sırada doğum yaptığından dedesinin Adapazarı Beynevit'te bulunan köy evinde dünyaya gelmiştir ve bu sebeple Adapazarlı kabul edilir. Sabiha Sultan sık sık annesi Emine Hanım ile Adapazarı’ndaki dedesinin yanına gide...

Mihriban Mihrişah Sultan

  Mihriban Mihrişah Sultan (1 Haziran 1916 - 25 Ocak 1987) Osmanlı prensesi, tahtın varisi Sultan Abdülaziz'in oğlu Yusuf İzzeddin Efendi ile Leman Hanım'ın kızıdır. Müslüman aleminin son halifesi II. Abdülmecid ve Şehsuvar Hanım'ın oğlu Şehzade Ömer Faruk'un ikinci eşidir. İlk yılları Mihrişah Sultan 1 Haziran 1916'da Beşiktaş Sarayı'da doğdu. Babası doğumundan 4 ay önce ölen veliaht Yusuf İzzeddin Efendi, annesi ise Ahmed Bey ve Şükriye Hanım'ın kızı Leman Hanım'dır. Dördüncü çocuğu, babasının ikinci kızı ve annesinin üçüncü çocuğuydu. Kendisinden on yaş büyük iki büyük kardeşi Şükriye Sultan ve ondan yedi yaş büyük bir erkek kardeşi Şehzade Mehmed Nizameddin vardı. Abdülaziz ve Dürrinev Kadınefendi'ın torunuydu. Mihrişah, 1924 yılının Mart ayında imparatorluk ailesinin sürgünü sırasında, İskenderiye, Mısır 'a taşındı. İlk evlilik Ömer Faruk Efendi'un kuzeni Mihrişah'a ilgisi artmıştı. Faruk ile Sultan'ın kızı VI. Mehmed eşi Prenses...

KİRA KADIN’IN KATLİ

KİRA KADIN’IN KATLİ  “Şimdiye kadar nice defa öptüğün eli bir defa daha öp!”  İstanbullular 17. yüzyılın ilk Ramazan’ına büyük sıkıntılarla girdiler. Buğday, pirinç, nohut gibi hububat ve yağ, bal, et, ekmek gibi temel ihtiyaç maddelerinin satışında çarşı pazarda kimse devletin belirlediği fiyatlara riayet etmiyor, elbise ve sair giyim eşyaları yüksek fiyatla güç bela bulunabiliyordu. Arpanın kilesi 60, bir ekmek 5, pabuç 100 ve çizme 200 akçeye çıkmıştı. Avusturya ile harbin sürmekte olduğu bu dönemde akçe de hızla değer kaybetmekteydi.  İstanbul’daki sipahilerin üç aylık maaşlarının yarısı altın, yarısı da akçe olarak güç bela ödenebilmişti. Bu sıkıntıların yaşandığı bir zamanda Serdar ve Veziriazam İbrahim Paşa maiyetinde kışlak için Belgrad’a çekilmiş olan bölük halkından ulûfelerini burada alanların esâmi defteri ile devlet adamlarının tasarrufundaki cizye ve hizmet defterleri Frenk Mehmed Ağa eliyle İstanbul’a getirildi.  Maaşlarını ayarı düşürülmüş akçe ile al...

BEYLERBEYİ VAK’ASI

BEYLERBEYİ VAK’ASI  “Sözüm geçmedi”  2 Nisan 1589’da kapıkulu askeri, değeri düşük akçe ile maaşlarının ödenmesini kabul etmedi ve büyük bir isyan başlattı. Bu isyan, bir yönüyle daha önceki asker isyanlarından farklıydı. Topkapı Sarayı önlerine gelen yeniçeriler, Osmanlı tarihinde ilk defa, saraya gönderdikleri listeyle Rumeli Beylerbeyi Doğancı Mehmed Paşa, Başdefterdar Mahmud Paşa ve bazı devlet adamlarının kellelerini istemişlerdi.  Paranın her geçen gün ayarının düşürülmesi Osmanlı akçesinin piyasadaki alım gücünü azaltmakta ve bundan da en fazla maaşlı askerler, yani kapıkulu askeri zarar görmekteydi. İstanbul esnafı ayarı düşük akçe ile alış veriş yapmak istemediği için kapıkulu askeri zor duruma düşmüştü.  Artık dayanacak güçleri kalmayan yeniçeriler, önce şeyhülislâma daha sonra da Veziriazam Siyavuş Paşa’ya rumlarını arz ettiler, ancak istediklerini elde edemeyince daha etkili bir çözüm için Topkapı Sarayı’nın önünde toplandılar. Hatta sarayın dış ve iç avl...

Pîrî Mehmed Paşa

Pîrî Mehmed Paşa (ö. 1533, Silivri), I. Selim saltanatının son yıllarında ve I. Süleyman saltanatının ilk yıllarında 25 Ocak 1518-27 Haziran 1523 tarihleri arasında beş yıl beş ay iki gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Sadrazamlıktan önceki yaşamı Aksaray'da Zinciriye Medresesi müderrislerinden Cemaleddin Aksarayî'nin torunu olup, babası ulemadan Mehmed Çelâleddin b. Ahmed Çelebi'dir. Ana tarafından soyu Larende (Karaman)'de medfun Mevlâna Hamazatüddin'dir. Eğitimini ve medrese tahsilini Amasya'da görmüştür. Sonra mahkeme-i şeriyeye katip oldu ve üstün yetenekleri dolayısıyla başkatipliğe yükseldi.  II. Beyazıt tahta çıkması ile İstanbul'a gelmiştir. Devlet hizmetine girip sırasıyla Sofya, Silivri, Serez (1499) ve Galata kadılık görevlerinde bulundu. Sonra İstanbul Fatih Sultan Mehmed İmareti mütevellisi oldu. 1508'de II. Beyazıt zamanında Anadolu defterdarı olmuştur. Pîrî Mehmed Çelebi, başdefterdarlıkla Çaldıran Seferine katıldı. İaşe ve m...

Pargalı İbrahim Paşa

Pargalı İbrahim Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Frenk İbrahim Paşa, Damat İbrahim Paşa ya da öldürüldükten sonraki ünvanıyla Maktul İbrahim Paşa (y. 1495, Parga - 15 Mart 1536, Kostantîniyye[b]), I. Süleyman saltanatı döneminde 27 Haziran 1523 - 15 Mart 1536 tarihleri arasında sadrazamlık yapan, önemli siyasal ve askerî olaylarda rol oynayan Osmanlı devlet adamı. Sahip olduğu yetkiler sebebiyle Osmanlı İmparatorluğu dış siyasetinin beyni olarak kabul edilmektedir. Kesin memleketi bilinmemekle birlikte, çeşitli kaynaklarda Rum, İtalyan ya da Hırvat asıllı olduğu söylenmektedir. Evliya Çelebi ise ailesinin Razgrad kökenli olduğunu ve bu nedenle orada görkemli İbrahim Paşa Cami'sini ve Kurşunlu Han'ı inşa ettirdiğini iddia etmiştir. Babasının Parga'da bir denizci veya balıkçı olduğu tahmin edilmektedir. Küçük yaşta devşirme yolu ile Manisa'ya getirilen İbrahim, burada Süleyman tarafından maiyetine alındı ve ölümüne kadar onun yanından ayrılmadı.  Belgrad ve Rodos seferlerinde y...

KANUNÎ’YE BİLE İSYAN ETTİLER

KANUNÎ’YE BİLE İSYAN ETTİLER  “Bizim bu fesada rızamız yokdur”  1525’te İstanbul’da yeniçeri bir kez daha isyan edip, şehrin büyük bir kısmını yağmalamıştı. İkbal basamaklarını hızla tırmanan Veziriazam Makbul İbrahim Paşa ’nın, isyan eden Hain Ahmed Paşa gailesini bertaraf etmek için 1524’te Mısır’a gitmesini fırsat bilen muhalifleri yeniçerileri isyana teşvik ettiler.  Sultan Süleyman, Edirne’den yeni dönmüş ve Kâğıthane’ye gelmişti. Padişahın yokluğundan da yararlanan yeniçeriler, 16 Mayıs 1525’te İstanbul’da başta Veziriazam İbrahim Paşa’nın sarayı olmak üzere Vezir Ayas Paşa ve Defterdar Abdüs-selam gibi devlet ricalinin konaklarını, gümrükleri, dükkânları ve halkın evlerini yağmaladılar.  Ertesi gün yeniçeriler ağa kapısına gelip, “Bizim bu fesada rızamız ve şenâatden haberimiz yokdur. Teftiş edin, bulunsun” dediler. Kâğıthane’de bulunan Sultan Süleyman da rin isyan ettiğini öğrenir öğrenmez hemen deniz yoluyla İstanbul’a gelmişti.  Sultan, ilk iş olarak g...

OSMANLI DEVLETİNDE TEŞKİLATLANMA

 OSMANLI DEVLETİNDE TEŞKİLATLANMA  Devlet teşkilatı, merkez ve eyalet olmak üzere ikiye ayrılırdı. Merkez Teşkilatı: Merkeziyetçi idareye sahip Osmanlı Devletinin başı; padişah, sultan, hünkâr, han, hakan da denilen hükümdardı. Padişah, bütün ülkenin hakimi, idarecisiydi. Görev ve yetkileri, devlet teşkilatında, müesseseler ve yüksek kademeli memurlar tarafından da paylaşılırdı.  Sadrazam ve Divan-ı Hümayun 'un diğer üyeleri, padişahın en büyük yardımcılarıydı. Divan, bakanlar kurulu; sadrazam da başbakan mahiyetindeydi. Dîvanda, devletin birinci derecede önemli mülkî, idarî, malî, siyasî, askerî meseleleri görüşülüp karara bağlanırdı. Divan, padişah adına sadrazam, kubbe vezirleri, kazaskerler, nişancı ve defterdarlardan oluşurdu. 19. yüzyılda Osmanlı kabinesi; Sadrazam (başbakan), sadaret kethüdalığı (İçişleri Bakanlığı), reisül-küttaplık (dışişleri bakanlığı), defterdarlık (maliye bakanlığı), çavuşbaşılık, yeniçeri ağalığı, 1826'da seraskerlik (millî savunma bakanlığı)...

Osmanlı Başkentleri (İstanbul)

 Osmanlı Başkentleri (İstanbul)  Kent, 1391 yılından başlayarak Osmanlılar tarafından kuşatılmaya başlandı. 1396'da I. Bayezid (1389-1403), Karadeniz'den gelecek yardımları önlemek için kentin Anadolu yakasına bir hisar yaptırdı. Kenti almaya kararlı olan II. Mehmed de (1451-1481), Bizans'a Kuzey'den gelecek yardımları her iki taraftan Boğaz'ı tutarak önlemek için bu defa kentin Avrupa yakasına Rumeli Hisarı'nı inşa ettirdi.  Hisar, İstanbul'un kuşatılmasından bir yıl önce, dört ay gibi çok kısa bir sürede tamamlandı. Planı, engebeli tepelere uyacak biçimde kusursuz hazırlanmıştı. Surlar üzerindeki üç kuleyi II. Mehmed'in vezirleri yaptırdıklarından onların adıyla Halil Paşa, Zağanos Paşa ve Sarıca Paşa olarak adlandırıldı.  II. Mehmed, Bizans Surları'nı yıkacak güçteki toplan yaptırmak üzere Avrupa'dan ustalar getirtti. Artık herşey hazırdı. 1453 yılının mart başında Osmanlı kuvvetleri kentin çevresinde toplandılar. 4 Nisan'da kuşatmayla bir...