Ana içeriğe atla

Mehmed Vahdeddin (1918 – 1922)

 

36 - Mehmed Vahdeddin (1918 – 1922)

Babası: Sultan Abdülmecid

Annesi: Gülistü Kadın Efendi

Doğumu : 2 Şubat 1861

Vefatı: 15 Mayıs 1926

Saltanatı: 1918 - 1922 (4) sene

Mehmed Vahidüddin de İstanbul'da doğmuştur. Orta boylu, zayü fakat kuvvetli bir vücudu vardı. Kıymetli ulema tarafından iyi bir tahsil yaptırıldı.Tahta çıktığında Osmanlı Devleti en kötü günlerini yaşıyordu.

Birinci Dünya Savaşında kendi cephelerimizde gâlip gelmemize rağmen yenik çıkmıştık. En ağır şartları ihtiva eden Mondros ve Sevr anlaşmaları yapıldı. Devletin tamamen elden çıktığını gören padişahın yüksek seviyede bir gizli toplantı yaparak zamanının kabiliyetli subaylarına, Anadolu'ya geçip milleti istilâcılara karşı ayaklandırıp teslim olmamalarını tavsiye ettigi söylenir.

Anadolu'da Milli kıyam harekâtı oldu. Milli Meclis teşekkül etti. Yeni meclis Padişahlığı kaldırarak, Cumhuriyet idaresini kabul etti. Zaten İstanbul işgal altında idi.Padişahın elinde ne bir kuvvet ve ne de bir selâhiyet vardı. Padişahlığın kaldırılması ve Osmanlı Hanedanına yapılan tenkitlerin son hadde varmasıyla İstanbul'dan, dolayısryle Türkiye den ayrıldı.

641 senelik Osmanlı Hanedanının son üyesi, son padişahı ve müslümanların yüzüncü halifesinin bu ayrılışında sene 1922 idi. Avrupa'nın bir çok yerlerine uğradı. Pek çok yerden oturma teklifi aldı. Fakat hiç kimsenin gizli gayesine alet olmadı. Nihayet İtalya'nın San Remo şehrinde oturmaya karar verdi. Vefatına kadar orada kaldı. Hayatı maddi sıkıntılar içinde geçti.

15 Mayıs 1926 tarihinde vefat etti.Cenazesi Türkiye'den istenmediği için Türkiye'ye getirilemedi Borçları bulunduğundan tabutuna haciz kondu. Suriye Devlet Başkanı cenazeye sahip çıktı ve tabutu Suriye'ye getirtti. Şam'da Sultan Selim Camii avlusuna defnedildi. Vefatında 65 yaşında idi. Defnedildiği mezarlık 1965 senesinde park haline getirildi.Şimdi mezarının da kat'i olarak nerede olduğu belli değildir.

Son padişahın şeyhülislamları:

Musa Kazim Efendi, 

Dağıstanlı Ömer Hulusi Efendi, 

Hayderi Zâde ibrahim Efendi, 

Mustafa Sabri Efendi, 

Dürri Zade Abdullah Efendi, 

Medeni Mehmed Nuri Efendi. 

Sadrazamları :

Talat Paşa, 

İzzet Paşa, 

Ahmed Tevfık Paşa,

Damad Ferid Paşa, 

Ali Rıza Paşa, 

Hulusi Salih Paşa ve 

Tevfik Paşa.

VI. Mehmed Vahdeddin Kimdir?

Sultan Abdülmecid’in oğlu Osmanlı Devletinin 36. padişahı olan VI. Mehmed Vahdeddin 'in hayatı hakkında sizlere bilgiler vereceğiz.


Dönemi Kronolojisi

Sultan Vahdeddin Kimdir, VI. Mehmed Vahdeddin ‘in Hayatı, VI. Mehmed Vahdeddin dönemi önemi ve VI. Mehmed Vahdeddin hakkında daha fazla bilgiye bu makaleden sahip olabilirsiniz.

Hayatı

1861 yılında Sultan Abdülmecid ile Gülüstü Kadınefendi’nin oğlu olarak İstanbul da dünyaya geldi doğduğu yıl babasını kaybedince yetim kalmıştı. Bu yüzden ağabeyi II. Abdülhamid tarafından büyütüldü. Şehzadeliğinde gözlerden uzak bir yaşam sürdü. İyi bir eğitim alarak dini konulara dair hüküm verebilecek dereceye ulaştı. Amcası Sultan Abdülaziz’in veliaht ilan edilen oğlu Şehzade Yusuf İzzeddin Efendinin 1916 yılında şüpheli bir şekilde ölmesi sonucu veliaht ilan edildi. 1917 yılında yaveri olan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Almanya seyahatine çıktı. 1918 yılında ağabeyi Sultan V. Mehmed Reşad’ın vefat etmesi üzerine 57 yaşındayken tahta çıktı. Osmanlı padişahlarının sonuncusudur.

Birinci Dünya Savaşı Sonrasında Ülkenin Durumu 

Sultan Mehmed Vahdeddin tahta çıktığı sıra da Birinci Dünya Savaşı devam ediyordu ve Osmanlı için felaket günden güne artmaktaydı. Alman denizaltıları Atlantikte Amerikan ticaret gemilerini batırınca savaşta taraf olmayan Amerika Birleşik Devletleri de savaşa dahil oldu ve Almanya bozguna uğratıldı. Almanya’nın yenilgisi üzerine Bulgaristan ve Avusturya-Macaristan savaştan ayrılınca Osmanlı Devleti yalnız kaldı. Fakat savaş bitmeden önce Amerikan Başkanı Wudrow Wilson kendi adına ilkeler yayınladı bu ilkeler de mağlup devletlerden toprak ve tazminat alınmaması ve bir bölge de çoğunluk olan ulusun kendi geleceğini tayin etme hakkının verilmesi gibi ilkeler Osmanlı Devletinin işine geldi ve bu ilkelere güvenerek savaştan çekildi.

30 Eylül 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi imzalanınca her şey tersine döndü ve ülke işgal edilmeye başlandı. 1918 yılı sonlarına doğru işgallere ilk tepki Hatay Dörtyol da düşmana karşı direniş hareketi ile başladı. Aynı yılın son günün de çıkarılan geri dönüş kararnamesince Tehcire tabi tutulan Ermeniler geri döndüler ve doğu da tekrar olaylar çıkarmaya başladılar.

Sultan Vahdeddin bu mütarekeye imza atanları kabul etmedi. İttihat ve Terakki yöneticileri de ülkeden kaçmaya başladı. Ülke tam bağımsızlık yanlıları ve mandacı bir yönetim yanlıları olmak üzere ikiye bölünüp cemiyetler kurarken azınlıklar da işgalden pay kapabilmek için kendi cemiyetlerini kurdular. Böyle bir ortam da ülkenin işgalden kurtarılması için çareler aranmaya başlandı.

15 Mayıs 1919 da İzmir Yunan kuvvetlerince işgal edildi. Bunun üzerine Sultan Vahdeddin Mustafa Kemal Paşayı huzuruna çağırarak Paşa devleti kurtarabilirsin diyerek ülkenin işgalden kurtarılması hususunda Mustafa Kemal Paşayı milleti işgallere karşı ayaklandırıp savaş başlatması konusunda görevlendirdi. Saray erkanından bazıları padişahın Mustafa Kemal Paşaya böyle bir görev vermesinden rahatsız olarak padişaha itiraz da bulundular hatta Mustafa Kemal Paşa’nın cumhuriyetçi olduğunu ve zafer kazandığı takdirde hanedanı saf dışı bırakacağını dile getirseler de Sultan Vahdeddin bu söylenenlere kulak asmadı ve önemli olanın vatanın kurtuluşu olduğunu tacının ve tahtının bir önemi olmadığını söyledi.

Mustafa Kemal Paşa Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine tayin edilerek 19 Mayıs 1919 da Samsun’a gönderildi. Buraya gönderilmesindeki amaç bölge de ortaya çıkan Rum sorununu halletmek ve bölge Türklerinin silahlarını almaktı. Fakat buraya geldiğinde sorunun Rumlardan kaynaklandığına ve Rumların sakin durması halinde olay çıkmayacağına dair bir rapor yazdı.

Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a çağrılınca bu emri yerine getirmedi ve görevden alınacağını düşünerek erken davrandı ve istifa etti. Aslında bütün bunlar Sultan Vahdeddin ile Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı planın ortaya çıkmaması içindi İtilaf Devletlerine oynanan bir oyundu. Mustafa Kemal Paşa Samsundan sonra Havzaya geçti ve bir genelge yayımladı bu genelge de İzmir’in işgalinin protesto edilmesi amacıyla mitingler yapılması istendi.

22 Haziran 1919 da ise Amasya Genelgesi yayımlanarak ülkenin içine düştüğü durum belirtilerek halk teşkilatlandırılmaya çalışıldı.  Aynı yılın Temmuz ve Eylül aylarında düzenlenen Erzurum ve Sivas Kongrelerinde direniş amaçlı kurulan bölgesel cemiyetler birleştirildi ve manda ve himayeye karşı çıkıldı.

İstanbul’un İşgali (1920) ve Ülkeyi Kurtarma Çabaları

İstanbul da toplanan son Mebuslar Meclisi de Misakı Milli Kararlarını kabul edince İstanbul 16 Mart 1920 de resmen işgale uğradı. Mebuslar İngilizler tarafından tutuklanarak Malta adasına sürgün edildi. 23 Nisan 1920 de Ankara da Mustafa Kemal Paşa tarafından Büyük Millet Meclisi Hükümeti kuruldu. 10 Ağustos 1920 de Sevr Barış Anlaşması imzalandı ve bu anlaşma ile ülkenin büyük çoğunluğu işgal edilerek Türklere Orta Anadolu’un bir bölümü ile Karadeniz Bölgesi ve İstanbul bırakılmış fakat şartlara uyulmaması halinde İstanbul’un da elden alınma kuralı getirilmişti.

Sevr Barış Anlaşması imzalandığı sıra da meclis dağıtıldığı ve mebusların da Malta da İngilizler tarafından tutsak olarak bulunmasından dolayı orta da anlaşmaya onay verecek bir meclis bulunmuyordu. Sevr Barış Anlaşması Yunanistan hariç hiçbir devlet tarafından kabul edilmedi. Bu yüzden hukuken geçersiz sayılmış ve hiçbir zaman yürürlüğe girmemiştir. Anadolu da mücadele sürerken Sultan Vahdeddin İngiliz baskısı ile Mustafa Kemal Paşanın ve yandaşlarının hain olduğuna ve öldürülmelerine dair bir fetva çıkardı. Sonradan Mustafa Kemal Paşaya gizli bir mektup göndererek fetvanın sahte olduğunu ve İngiliz baskısı sonucu verdiğini anlattı. Mustafa Kemal Paşa da Mecliste bu konu ile ilgili yaptığı bir konuşma da bu fetvanın İngiliz baskısı ile verildiğini doğruladı.

Doğu Cephesinde Ermeniler Kazım Karabekir tarafından yenilgiye uğratılınca Ermeniler 3 Aralık 1920 de imzaladığı Gümrü Anlaşması ile işgal ettiği bölgelerden çekilerek Misakı Milliyi tanıyan ilk devlet oldu. Bu dönem de Sovyet Rusya ile de yakınlaşmalar oldu ve Sovyet Rusya Türk mücadelesinden yana tavır aldı.

1921 yılında Kars ve Moskova Anlaşmaları imzalanarak ülkenin doğu sınırı çizilmiş aynı yıl Fransızlar Kuvayı Milliye tarafından Güney cephesinde yenilgiye uğratılarak geri çekildi ve Ekim 1921 de Ankara Anlaşmasını imzalayarak Hatay hariç olmak üzere Güneydoğu da işgal ettiği yerleri iade etti. Yunanlılara karşı ise 1. ve 2. İnönü zaferleri ile Sakarya Meydan Muharebesi kazanıldı. 1922 yılında ise Yunanlılar Büyük Taarruz da bozguna uğrayınca Ekim 1922 de Mudanya Mütarekesi imzalandı ve Batı Cephesi kapandı.

Saltanatın Kaldırılması (1922)

1922 yılının ekim sonlarına doğru Lozan da bir konferans düzenlenmesine karar verildi. Ancak konferansa hem Osmanlı Devleti hem de Ankara Hükümeti çağrıldı. İngilizlerin buradaki amacı Londra Konferansında birbirine düşüremediği iki hükümeti birbirine düşürmekti. Mustafa Kemal Paşa erken davrandı ve 1 Kasım 1922 de saltanatı lağvetti. İstanbul’daki son Osmanlı hükümeti de istifa etti. Böylece Osmanlı hanedanının yönetimi sona erdi. Sultan Vahdeddin’e karşı öldürme girişimlerinde bulunulunca Sultan Vahdeddin kendisini emniyette görmediği için 17 Kasım 1922 de İstanbul da bir İngiliz gemisine binerek Malta adasına gitmek zorunda kaldı.

Ölümü

Saltanatın kaldırılmasından sonra Sultan Vahdeddin canını tehlike de gördüğü için yanına oğlu Şehzade Mehmed Ertuğrul’u da alarak ülkeden ayrılmak zorunda kaldı. Ömrünün son yıllarını sürgünde geçirdi. Bir süre Malta da yaşayan Sultan Vahdeddin buradan ayrıldıktan sonra önce Mekke’ye sonra da İtalya’ya gitmek zorunda kaldı.

VI. Mehmed Vahdeddin 1926 yılının mayıs ayının ortalarında kalp yetmezliğinden vefat etti. Öldüğünde yastığının altından parasızlıktan dolayı alamadığı ilaçlarının reçetesi çıktı. Borcundan dolayı cenazesine haciz konuldu. Cenazesi üzerine konan haciz İslam dünyasından gönderilen yardımlarla kaldırıldı. Türkiye’ye kabul edilmeyen cenazesi Şam da Sultan Selim Cami’inde bulunan kabristana defnedildi. Cenazesi bugünkü Türkiye sınırları içinde bulunmayan tek padişahtır.

Kişiliği

Osmanlı Hanedanının son padişahı olan Sultan Vahdeddin Şehzadeliğinde çok iyi bir din eğitimi almış ve şeri konular da hüküm verebilecek bir seviyeye ulaşmıştı. Şehzadeliğinde veliahtlık sırası gerilerde olduğu için gözlerden ırak bir yaşam sürdü. Dindar bir padişahtı ve hakka hukuka riayet ederdi. Ülkeden ayrılırken ne hazineden ne de şahsi servetinden bir kuruş bile almamış ve şahsi servetini de hazineye devretmiştir.

Eşleri

Seniye İnşirah Kadınefendi

Şadiye Müveddet Kadınefendi

Nevvare Başhanımefendi

Emine Nazik-Edâ Baş Kadınefendi

Nimet Nevzad Hanımefendi

Çocukları

Şehzade Mehmed Ertuğrul Efendi

Rukiye Sabiha Sultan

Fatma Ulviye Sultan

Fenire Sultan

VI. Mehmed Vahdeddin Kimdir? Dönemi Kronolojisi

1918 Sultan Vahdeddin ağabeyi Sultan Reşad’ın ölümü üzerine tahta çıktı. Mondros Mütarekesi imzalandı. Hatay Dörtyol da işgalcilere karşı ilk direniş hareketi başladı.

1919 Paris Barış Konferansı düzenlendi. İzmir işgal edildi. Mustafa Kemal Paşa Samsun’a gönderildi. Havza Genelgesi yayımlandı. Amasya Genelgesi yayımlandı. Erzurum Kongresi yapıldı. Sivas Kongresi yapıldı.

1920 İstanbul işgal edildi. Meclisi Mebusan dağıtıldı. Londra Konferansı düzenlendi. Sevr Anlaşması imzalandı. Gümrü Anlaşması imzalandı.

1921 I. İnönü savaşı yapıldı. II. İnönü Savaşı yapıldı. Eskişehir-Kütahya Savaşları yapıldı. Sakarya Meydan Muharebesi yapıldı. Ayrı ayrı Moskova, Kars ve Ankara Anlaşmaları imzalandı.

1922 Büyük Taarruz ile Yunanlılar bozguna uğratıldı. Mudanya Mütarekesi imzalandı. Lozan Barış Konferansı toplandı. Saltanat Kaldırıldı. Sultan Vahdeddin ülkeden ayrılmak zorunda bırakıldı.

VI. Mehmed (Vahdeddin) (1918-1922) KRONOLOJİSİ 

* 1918 Sultan Reşad'ın vefatı ve Mehmed Vahdeddin'in tahta çıkması 

* 1918 Bulgaristan'ın savaştan çekilmesi (2 Ekim) 

* 1918 Sadrazam Talat Paşa'nın istifası, Ahmed İzzet Paşa'nın sadareti (8 Ekim * 1918 Mondros Mütarekesi'nin imzalanması (30 Ekim) 

* 1918 Almanya ve Avusturya'nın savaştan çekilmeleri (3 Kasım-4 Kasım) 

* 1918 Ahmed İzzet Paşa'nın istifası ve Ahmed Tevfik Paşa'nın sadareti (8 Kasım) 

* 1918 İtilaf Devletleri'nin İstanbul önlerine gelerek şehri teslim almaları (13 Kasım) 

* 1919 Damat Ferid Paşa'nın sadareti: Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nin iktidara geçmesi 

* 1919 Yunanlılar'ın İzmir'i işgali ve Batı Anadolu'da ilerlemeleri (15 Mayıs) 

* 1919 Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul Hükümeti tarafından Anadolu'ya gönderilmesi (19 Mayıs) 

* 1919 Erzurum Kongresi (23 Temmuz) 

* 1919 Sivas Kongresi (4 Eylül) 

* 1919 Damat Ferid'in istifası ve Ali Rıza Paşa'nın sadareti (2 Ekim) 

* 1919 Amasya Protokolü (22 Ekim) 

* 1919 Misak-ı Milli: Milli gaye ve hedeflerin, milli sınırların belirlenerek ilanı (29 Kasım) 

* 1920 Mekteb-i Harbiye'nin Ankara'da "Sunuf-ı Muhtelife Zabit Namzetleri Talimgahı" olarak açılması

* 1920 İtilaf işgal kuvvetlerinin İstanbul'daki resmi binalara girmeleri, Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın dağıtılması ve kapanması 

* 1920 Damat Ferid Paşa'nın sadareti (5 Nisan) 

* 1920 Ferid Paşa hükümetinin Mustafa Kemal'i idama mahkum etmesi ve askerlikten tardı (11 Mayıs) 

* 1920 İstanbul Hükümeti'nin Sevr Antlaşması'nı imzalanması (10 Ağustos) 

* 1920 Gümrü Antlaşması'nın imzalanması (3 Aralık)

* 1921 Londra Konferansı: Anadolu için söz söyleme hakkının Ankara Hükümeti'nde olduğunun tespiti (27 Ocak 12 Şubat) 

* 1921 II. İnönü Savaşı (31 Mart) 

* 1921 Sakarya Meydan Savaşı (3 Eylül) 

* 1921 Fransa ile barış (20 Eylül) (bkz. TürkFransız Cephesi) 

* 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi (27 Ağustos) 

* 1922 İzmir'in kurtuluşu (9 Eylül) 

* 1922 Mudanya Mütarekesi (11 Ekim) 

* 1922 Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım) 

* 1922 Mehmet Vahidettin'in yurtdışına çıkması ve Abdülmecid Efendi'nin halife olarak seçilmesi (16 Kasım)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)

  II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)  Babası : İkinci Sultan Murad  Annesi . Huma Hatun  Doğumu : 29 Mart 1432  Vefatı : 3 Mays 1481  Saltunatı : 1451 - 1481 (30) sene Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, uzun boylu, dolgun yanaklı, kırmızı - beyaz tenli, kırık burunlu, kolları adaleli ve kuvvetli bir padişahtı. Devrinin en büyük ulemasından birisi idi. Yedi tane yabancı lisan bilirdi. Âlim, şâir ve sanatkârları toplar ve onlarla sohbetten çok hoşlanırdı. Gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir kumandan ve idareci idi. Yapacağı işler hususunda, en yakınlarına bile hiç birşey sızdırmazdı. Fatih Sultan Mehmed'in ömrü seferlerle geçti. Yıkılmaz diye bilinen Bizans'ı yıktı. İstanbul'u fethetti. Ayasofya kilisesini câmiye çevirdi. Kryamete kadar câmi olarak kalmasını istedigi bu muhteşem mâbed için mükemmel bir vakfiye yazdırttı.  (Bu,vekâlet Arşivi Tapu Defterleri No:20, 27, 167, 251 ) 1127 sene kilise, 481 sene de câmi olarak kullanılan Ayasofya, 1934'de müze...

I. Murad Han

Sultan Murad  Babası - Orhan Gazi  Annesi - Nilüfer Hatun  Doğumu - 1326  Vefatı - 1389  Saltanatı - 1359-1389 (30) sene  

I. Mehmed (1413 – 1421)

  5 - I. Mehmed (1413 – 1421) Sultan Çelebi Mehmed , 1389 yılında Edirne’de doğdu. Babası Yıldırım Bayezid, annesi de Germiyanoğulları’ndan Devlet Hatun’dur. Orta boylu, yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, kırmızı yanaklı ve geniş göğüslüydü. Kuvvetli bir vücuda sahipti. Gayet hareketli ve cesurdu. Güreş yapar ve çok kuvvetli yay kirişlerini bile çekebilirdi. Padişahlığı süresince bizzat yirmi dört savaşa katılan Çelebi Mehmed, bu savaşlarda kırka yakın yara aldı. Başında kullanmış olduğu sarık, altın işlemeli kavuğu ile gayet güzel görünürdü. İçi kürklü ve yakası dik olan bir kaftan giyinirdi. Sultan Çelebi Mehmed Müslümanlara karşı göstermiş olduğu adaleti, aynı zamanda Hristiyan topluluklara karşı da gösterdi. İyi bir idareci ve politikacıydı. Tahsilini Bursa Sarayı’nda tamamladı. Daha sonra babası tarafından Amasya sancak beyliğine tayin edildi ve bu sırada devlet işlerini öğrendi. Fetret Devri’nden sonra Anadolu’daki beylikleri tekrar bir araya toplamayı başaran Sultan Çelebi Mehmed’...