Ana içeriğe atla

I. Abdülhamid (1774 – 1789)

 

28 - I. Abdülhamid (1774 – 1789)

Sultan Birinci Abdülhamid, 20 Mart 1725 tarihinde, İstanbul’da doğdu. Babası Üçüncü Ahmed, annesi Rabia Şermi Sultan’dır. Annesi ona kuvvetli bir tahsil yaptırdı. Zamanındaki mevcut tarihlerin hepsini gözden geçirdi. Hat sanatı ile de meşgul oldu. Merhametli, nazik ve saf bir insan olarak tanınıyordu. 

Saltanatı süresince birçok ıslahat ve imar hareketlerinde bulundu. Devlet işleriyle daima yakından ilgilendi. Her sorun hakkında fikir ve görüşlerini vezirlerine bildirirdi. Yetenekli vezirler atamaya çalıştı. Halka karşı daima şefkatli ve ılımlı davrandı.

Sultan Birinci Abdülhamid henüz tahta geçmişti ki, kendisinden cülûs bahşişi istendiğini duydu. Kaşlarını çatıp sertleşen Sultan Birinci Abdülhamid şöyle dedi: “Hazinede bahşiş yoktur, bundan böyle cülus bahşişi verilmeye! Asker evlâtlarımıza fermanımız duyurula!”. Askerler bir parça söylendilerse de, işi daha fazla ileriye götürmeden dağıldılar.

Sultan Birinci Abdülhamid, siyasî ve askerî ıslahatlara girişti. Avrupaî tarzda mektepler açtı. Yeniçeri ocağına ve donanmaya yeni bir çehre kazandırmaya çalıştı. Sürat Topçuları Ocağı’nı kurdurdu, Yeniçerilerin sayımını yaptırdı ve gereksiz yere fazla para alanları tespit ettirdi. Bu faaliyetleri yürüten Sadrazam Halil Hamid Paşa, menfaatleri bozulanlar tarafından padişaha şikâyet edildi. Halil Hamid Paşa, yaptığı tüm olumlu çalışmalara rağmen, bu konuda yanıltılan Sultan Birinci Abdülhamid’in emriyle idam edildi.

Sultan Birinci Abdülhamid, bütün başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayreti ile anıldı. 1782 yılı yazında İstanbul’da çıkan yangında itfaiye işlerini bizzat kendisi yürütmesi sonucu halkın sevgi ve takdirini de kazanmıştı.

Dindarlığı ve iyiliği sebebiyle halkın “velî” olarak gördüğü Sultan Birinci Abdülhamid, on beş yıl iki ay on yedi gün süren saltanattan sonra, 1789 yılı Nisan ayında 64 yaşında vefat etti. Cenazesi Bahçekapı’da kendi yaptırdığı türbesine defnedildi.

I. Abdülhamid (1774 – 1789)

Hüküm süresi : 21 Ocak 1774 - 7 Nisan 1789 (15 yıl, 2 ay ve 17 gün)

Önce gelen : III. Mustafa

Sonra gelen : III. Selim

106. İslâm Halifesi

Hüküm süresi : 21 Ocak 1774 - 7 Nisan 1789

Önce gelen : III. Mustafa

Sonra gelen : III. Selim

Doğum : 20 Mart 1725 (Topkapı Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu) 

Ölüm : 7 Nisan 1789 (64 yaşında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu

Defin : I. Abdülhamid Türbesi, Fatih, İstanbul

Tam adı : Abdülhamid Han bin Ahmed

Hanedan : Osmanlı Hanedanı

Babası : III. Ahmed

Annesi : Rabia Şermi Kadınefendi

Dini : İslam 

Ailesi

Eşleri

Ayşe Sineperver Sultan

Binnaz Kadın

Dilpezir Kadın

Hümaşah Kadın

Mehtabe Kadın

Mislinayab Kadın

Muteber Kadın

Nakşidil Sultan

Nevres Kadın

Fatıma Şebisefa Kadın

Ruhşah Hatice Kadın

Nükhetsezâ Hanım

Ayşe Kadın (II)

Ayşe (III)[9]

Mihriban[9]

Erkek çocukları

IV. Mustafa

II. Mahmud

Şehzade Abdullah 'Selim' (1776 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1849 Barika, Cezayir)

Şehzade Nusret (1782 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1785 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Şehzade Muhammed (1776 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1781 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Şehzade Ahmed (1776 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1778 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Şehzade Süleyman (1779 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1799 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Şehzade Abdürrahman (1779 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1779 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Şehzade Abdülaziz (1776 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1781 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Şehzade Murad (1783 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1786 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Kız çocukları

değiştir

Esma Sultan (1778 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1848 İstanbul)

Emine Sultan (1788 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1791 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Rabia Sultan (1781 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1785 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Saliha Sultan (1786 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1790 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Alimşah Sultan (1784 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1788 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Melikşah Sultan (1781 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1782 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Fatma Sultan (1782 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1786 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Aynışah Sultan (1780 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1780 Topkapı Sarayı, İstanbul)

Hibetullah Sultan (1789 Topkapı Sarayı, İstanbul - 1841 Topkapı Sarayı, İstanbul)

I. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu'nun yirmi yedinci padişahıdır. Küçük Kaynarca Antlaşması'nın imzalandığı dönemde tahta çıktı. Saltanatı boyunca modernleşme ve reform hareketlerine büyük önem verdi. Özellikle ordu ve donanma üzerinde yoğunlaşan reform girişimleriyle Osmanlı'nın askeri yapısını güçlendirmeye çalıştı. Ancak, bu reformlar, imparatorluğun içindeki ve dışındaki birçok sorunu tam anlamıyla çözemedi. 1789 yılında vefat etti.

Sultan I. Abdülhamid, siyasi ve askerî ıslahatlara girişti. Yeniçeri Ocağı'na ve donanmaya yeni bir çehre kazandırmaya çalıştı. Yeniçerilerin sayımını yaptırdı ve gereksiz yere fazla para alanları tespit ettirdi. Bu faaliyetleri yürüten Sadrazam Halil Hamit Paşa, menfaati bozulanlar tarafından padişaha şikâyet edildi. Sultan Abdülhamid'i devirerek onun yerine Selim'i tahta çıkarmak istediği suçlamasıyla yaptığı tüm olumlu çalışmalara rağmen Halil Hamit Paşa, Sultan I. Abdülhamid'in emriyle idam edildi. 1782 İstanbul yangınında itfaiye çalışmalarına katılmasından dolayı halkın sevgi ve takdirini kazanmıştı.

Sultan I. Abdülhamid, bütün başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayreti ile anıldı. Merhametli, nazik ve şefkatli kişiliğiyle takdir topladı. Padişah olduktan sonra 49 yıllık saray hayatının ardından İstanbul'da sık sık dolaşmış, değişik semtleri ziyaret etmiş, farklı kıyafetlerle tebdil çıkarmıştır. Bunun yanında esnaf ve halkın derdini de dinlerdi.

Adaletli ve merhametli bir padişah olan I. Abdülhamid, Beylerbeyi'nde bir cami ve okul, Bahçekapı'da bir sebil, bir imaret, bir kütüphane ve bir türbe (Şimdi bunların yerinde Dördüncü Vakıf Han vardır.) Emirgan'da bir cami ile çeşme ve Medine'de yaptırdığı bir medrese ile mimari çalışmalarda da bulunmuştur. Kendinden sonra oğulları IV. Mustafa ve II. Mahmut da padişah olabilmiştir.

Saltanatı dönemindeki önemli yenilikler ve olaylar

değiştir

İstihkâm Okulu açılmıştır. Yeniçeri sayımı yapılmış ve ulufe alım-satımı yasaklanmıştır. Sürat topçuları ocağı genişletilmiş, lağımcı ve humbaracı ocakları ıslah edilmiştir.

Küçük Kaynarca Antlaşması

Sultan I. Abdülhamid, 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nın kötü ilerlediği bir dönemde tahta geçti. Ruslara karşı konulamayacağını anlayan Osmanlı Devleti, 21 Temmuz 1774 tarihinde Küçük Kaynarca Antlaşması'na imza attı. Buna göre Kırım'a bağımsızlık verildi. Ruslar, Karadeniz'de ticaret yapıp donanma bulundurabilecek, Balkanlar'da Ortodoks toplulukların haklarını koruyacaklardı. Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı verecek, ancak Rusya; Eflak, Boğdan, Besarabya ve Akdeniz'de işgal ettiği adaları Osmanlı Devleti'ne geri verecekti. Fakat bu bölgelerde Osmanlı Devleti genel af ilan edecek, halka din ve mezhep özgürlüğü verecek, halktan vergi almayacak, isteyen istediği yere göç edebilecekti.

1774-1779 Osmanlı-İran Savaşı

Tahta geçtikten altı ay sonra Kaynarca Antlaşması'nı imzalayan Padişah, birkaç ay sonra da İran ile yüz yüze geldi. Kaçarların rakibi olan Kerim Han Zend, 1775'te Basra'yı kuşatınca Mayıs 1776’da İran'a karşı savaş ilan edildi. 1776'da İranlıların eline geçen Basra, ancak üç yıl sonra geri alınabildi.

Aynalıkavak Tenkihnamesi ve Rusya'nın Kırım'ı işgali

Küçük Kaynarca Antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti ile Rusya arasında kalıcı bir barış sağlanamamıştı. Çünkü Rusya Kırım'ı tamamen kendisine bağlamak istiyordu. Kırım'da Osmanlı hükûmetinin tayin ettiği III. Selim Giray Han ile Rusların Kırım'a Han olarak seçtikleri Şahin Giray arasında bir iç savaş çıktı.

Yeni bir Osmanlı-Rus savaşı ihtimali belirmesi üzerine Aynalıkavak Tenkihnamesi imzalandı. Küçük Kaynarca Antlaşması'nın bazı maddeleri değiştirildi. Bu maddeler arasında Rusların Kırım'dan askerlerini çekmesi, Osmanlı Devleti'nin ise Rusların istediği Şahin Giray'ın hanlığını kabul etmesi yer alıyordu. Ancak tamamen Rus taraftarı olan Şahin Giray'ı Kırım halkı istemedi. Çıkan ayaklanmayı bahane eden Şahin Giray, Rus kuvvetlerini Kırım'a çağırdı. Kırım Hanlığı, Rusya'nın Kırım'ı ani işgali sonucu 9 Temmuz 1783 tarihinde Rusya'ya bağlı bir eyalet hâline geldi.

Rusya ve Avusturya Savaşı

Osmanlı Ordusu, Temeşvar eyaletinde stratejik bir konumda bulunan Muhadiye Boğazı'nı ele geçirdi. Avusturyalıların toparlanmasına fırsat vermeden onların üzerine yürüdü. Bu sırada Avusturya İmparatoru II. Joseph, 80.000 kişilik bir ordu ve 500 topla Sebeş Boğazı'na geldi. 21 Eylül 1788 tarihinde yapılan Sebeş Muharebesi'nde Koca Yusuf Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu büyük bir zafer kazandı. İki ayrı cephede hem Avusturya, hem de Rusya ile savaşmak zorunda kalan Osmanlılar, orduyu ikiye ayırmıştı. Bu durum Osmanlı Devletini zor durumda bıraktı. Saldırıya geçen Ruslar, Özi Kalesi'ni kuşatarak 20-25.000 kişiyi katlettiler. (17 Aralık 1788). Bu haberin İstanbul'a ulaşması üzerine Sultan I. Abdülhamid kederinden hastalandı ve felç geçirdi. Ancak, 7 Nisan 1789'da ölene kadar devlet işleriyle ilgilenmeye devam etti.

Yangınlar

I. Abdülhamid döneminin en akılda kalıcı olaylarından biri de büyük İstanbul yangınlarıdır. Bu yangınların çoğu kundaklama sonucu çıkmıştır. 9 Temmuz 1780 Samatya'da çıkan yangında binden fazla ev ve dükkân yok oldu. 24 Temmuz 1782 Balat yangınında ise 7.000'e yakın bina yok oldu. 1780 Cibali yangını ise İstanbul'un karşılaştığı en büyük yangınlardan biriydi, 50 saat devam eden yangında 20.000 bina kül oldu.

Mimarî çalışmalar

Sultan I. Abdülhamid, mimarî alanda birçok eser yaptırdı. Kendi adını verdiği Sultan I. Abdülhamid Külliyesi, İstanbul Beylerbeyi Camii, Emirgan Çeşmesi, Hasköy Silahdar Yahya Efendi Çeşmesi, Gülşehir Kurşunlu Camii, Yozgat Ulu Camii, Unkapanı Şebsafa Camii ve Karavezir Medresesi bunların arasında en önemlileridir.

1787-1792 Osmanlı-Rus savaşında Özi Kalesi'nin Rusların eline geçtiği ve kale içindeki halkın Ruslar tarafından katledildiği haberini duyunca sağ tarafına felç geldi ve 64 yaşında iken 7 Nisan 1789'da öldü. Cenazesi Bahçekapı'da kendi yaptırdığı türbesine defnedildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)

  II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)  Babası : İkinci Sultan Murad  Annesi . Huma Hatun  Doğumu : 29 Mart 1432  Vefatı : 3 Mays 1481  Saltunatı : 1451 - 1481 (30) sene Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, uzun boylu, dolgun yanaklı, kırmızı - beyaz tenli, kırık burunlu, kolları adaleli ve kuvvetli bir padişahtı. Devrinin en büyük ulemasından birisi idi. Yedi tane yabancı lisan bilirdi. Âlim, şâir ve sanatkârları toplar ve onlarla sohbetten çok hoşlanırdı. Gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir kumandan ve idareci idi. Yapacağı işler hususunda, en yakınlarına bile hiç birşey sızdırmazdı. Fatih Sultan Mehmed'in ömrü seferlerle geçti. Yıkılmaz diye bilinen Bizans'ı yıktı. İstanbul'u fethetti. Ayasofya kilisesini câmiye çevirdi. Kryamete kadar câmi olarak kalmasını istedigi bu muhteşem mâbed için mükemmel bir vakfiye yazdırttı.  (Bu,vekâlet Arşivi Tapu Defterleri No:20, 27, 167, 251 ) 1127 sene kilise, 481 sene de câmi olarak kullanılan Ayasofya, 1934'de müze...

I. Murad Han

Sultan Murad  Babası - Orhan Gazi  Annesi - Nilüfer Hatun  Doğumu - 1326  Vefatı - 1389  Saltanatı - 1359-1389 (30) sene  

I. Mehmed (1413 – 1421)

  5 - I. Mehmed (1413 – 1421) Sultan Çelebi Mehmed , 1389 yılında Edirne’de doğdu. Babası Yıldırım Bayezid, annesi de Germiyanoğulları’ndan Devlet Hatun’dur. Orta boylu, yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, kırmızı yanaklı ve geniş göğüslüydü. Kuvvetli bir vücuda sahipti. Gayet hareketli ve cesurdu. Güreş yapar ve çok kuvvetli yay kirişlerini bile çekebilirdi. Padişahlığı süresince bizzat yirmi dört savaşa katılan Çelebi Mehmed, bu savaşlarda kırka yakın yara aldı. Başında kullanmış olduğu sarık, altın işlemeli kavuğu ile gayet güzel görünürdü. İçi kürklü ve yakası dik olan bir kaftan giyinirdi. Sultan Çelebi Mehmed Müslümanlara karşı göstermiş olduğu adaleti, aynı zamanda Hristiyan topluluklara karşı da gösterdi. İyi bir idareci ve politikacıydı. Tahsilini Bursa Sarayı’nda tamamladı. Daha sonra babası tarafından Amasya sancak beyliğine tayin edildi ve bu sırada devlet işlerini öğrendi. Fetret Devri’nden sonra Anadolu’daki beylikleri tekrar bir araya toplamayı başaran Sultan Çelebi Mehmed’...