Ana içeriğe atla

Emetullah Râbia Gülnûş Sultan

 

Emetullah Râbia Gülnûş Sultan

4. Sultan Mehmed’e takdim edildiği zaman yedi veya sekiz yaşlarındaydı; Padişah da bir sene evvel sünnet olmuştu, on yaşındaydı.

Eski manzum bir bilmece kitabında gönül ne kadar güzel tarif edilmiştir: 

"Ol nedir kim hem küçüktür hem büyük Arkasında var anın bir özge yük!.."

Bu iki küçük şey sevişmesini öyle mükemmel başardılar ki bu aşk hikâyesi, kırk yıl sürecek olan bir saltanatı göz kamaştıran bir şaşaa ve haşmetle doldurdu. 

Valide Turhan Sultanın, ihtiyar Köprülü Mehmet Paşa, büyük vezir Köprülüzade Fazıl Paşan'ın koruyucu kanatları altında bu iki kumru sadece zevk ve Safalarını düşündüler. 4. Mehmet devrinde, Osmanlı imparatorluğu en geniş hudutlarına kavuşmuştu; Kanunî zamanındaki topraklara Akdeniz’de Girit adası, Avrupa’da Podolya ilâve edilmişti. 

Bizzat Gülnuş Girit cenginin gaza ganimetlerindendi; Retimo’luydu, bu şehrin zaptında esir edilmiş, bu küçük kızın güzelliği karşısında kendinden geçen Serdar Deli Hüseyin Paşa, ki zendost bir külhani ve rind bir şövalye idi, onun ancak küçük padişaha layık olabileceğini düşünerek İstanbul’a göndermişti. 

Gülnûş Sultanın zengin tuvaletinden, paha biçilmez esvaplarından bahsetmek can sıkacaktır. O murassa bir sultandı. Çılgın bir av meraklısı olan kocası, bazen 40 bin, 50 bin kişiyle on beş gün, iki ay süren sürgün avlarına çıkardı. 

Gülnüş’unu göremezse deliye dönerdi; o zamanlar, sevgili hasekisini de gümüş bir araba içinde peşi sıra dolaştırırdı. Bu meşhur araba, içinde yatak odası, sohbet odası ve hamamı bulunan âdeta bir seyyar köşktü. Dışı, tekerleklerine, dingillerine, oklarına varınca gümüş kaplamaydı. 

Bu gümüş levhalarda kuyumcu eliyle kabartma çiçekler yapılmış, yapraklara zümrütler, lâlelere, güllere yakutlar, sümbüllere lâpis lâzoliler gömülmüştü. Kubbesinin üstünde bir altın alem, alemin üstünde de elmaslı bir hilâl vardı. 

Arabanın içinde, ahşap kısımlar gül ağacından, zeytin ağacından, tik ağacından yapılmış ve çivi yerine zümrüt ve yakut çakılmışta. Köprülüzadelerin Serdarlığındaki Nemçe seferinde Padişah da bulunmuş ve Gülnuş Sultanını gümüş arabasının içinde beraber götürmüştü. Harp kolay delildir. 

Yağmurlar yağdı, yollar çamur deryası, batak kesildi; bir gün Haseki Sultanın arabası batağa saplandı. Arabanın çekilmesi için yedek bir at koşulması gerekmişti. Sadrazam Fazıl Ahmet Paşanın altında dünyanın en güzel atlarından biri vardı. 

Serdar yere indi ve o narin atı arabaya koşturttu: 

-Haseki hazretlerinin arabasına ancak benim atım koşulabilir!.. dedi. Gülnuş Sultan, azamet ve şevket devrinden sonra hayatın acısını da tattı. İkinci Viyana muhasarası bozgununun doğurduğu felâketler arasında kocası tahtından indirildi. 

Kendisini baş tacı eden adamın ıstıraplarına ortak oldu, onunla beraber bir odaya kapandı ve Mehmedin ölümüne kadar, yedi yıl bedbaht hükümdarı teselliye çalıştı. 

Dördüncü Mehmed'in bir de Afife Sultanı vardı. Bu kadın şairdi ve Mehmed'e deli gibi vurgundu. Sevdiğinin sevgilisi diye Gülnuşa son derece hürmet ederdi. İşte bu Afife Sultanın bu felaket yıllarına ait acıklı bir manzumesi vardır; iki kıtasını nakledelim: 

Hasekimin tâcın tahtın aldılar. 

Yüreğimi bölük bölük böldüler 

Sultan Süleymana tahtımı verdiler.

Bana hayf değil mi der 

Sultan Mehmed Söyleyin 

Gülnûşa kareler bağlasun 

Ah ittikçe çiğerimi dağlasun 

Sultan Mehmed Şimşirlikte ağlasun 

Bana hayf değil mi der Sultan Mehmed..  

Ölüm soğuk ve kötü şeydir. 

İnsan felâketlere tahammülü bilirse bir gün feleğin çemberi yine aksine dönebilir. 

Gülnûş yaşadı… 

Ve oğullarının padişahlığını gördü… 

Valde Sultan oldu, Valde Suttan olarak öldü. Kabri Üsküdardadır, cadde üzerindedir. Gayet güzel tunç şebekelerle çevrili bir açık türbede yatmaktadır. Yanında, oğlu Üçüncü Ahmet tarafından ruhunu şadetmek için yaptırılmış bir de büyük camii vardır, Yeni Valde Camii diye anılır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OSMANLI İMPARATORLUĞU TARİHİ KRONOLOJİSİ

  OSMANLI İMPARATORLUĞU TARİHİ Osmanlı Padişahları Sıralaması ve Soy Ağacı  OSMANLI PADİŞAHLARI  - ERTUĞRUL GAZİ - OSMAN GAZİ HAN  ---- Osman Gazi Han Dönemi 1281-1324 ---- Osman Gazi Han Kronolojisi - Orhan Gazi Han ----Orhan Gazi Han Dönemi (1324-1362) - I. Murad (1359 – 1389) I. Bayezid – Yıldırım Bayezid (1389 – 1402) I. Mehmed (1413 – 1421) II. Murad (1421 – 1451) Fatih Sultan Mehmed (1451 – 1481) II. Bayezid (1481 – 1512) Yavuz Sultan Selim (1512 – 1520) Kanunî Sultan Süleyman (1520 – 1566) II. Selim (1566 – 1574) III. Murad (1574 – 1595) III. Mehmed (1595 – 1603) I. Ahmed (1603 – 1617) I. Mustafa (1617 – 1618 / 1622 – 1623) Genç Osman (1618 – 1622) IV. Murad (1623 – 1640) İbrahim (1640 – 1648) IV. Mehmed (1648 – 1687) II. Süleyman (1687 – 1691) II. Ahmed (1691 – 1695) II. Mustafa (1695 – 1703) III. Ahmed (1703 – 1730) I. Mahmud (1730 – 1754) III. Osman (1754 – 1757) III. Mustafa (1757 – 1774) I. Abdülhamid (1774 – 1789) III. Selim (1789 – 1807) IV. Mustafa (1...

II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)

  II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)  Babası : İkinci Sultan Murad  Annesi . Huma Hatun  Doğumu : 29 Mart 1432  Vefatı : 3 Mays 1481  Saltunatı : 1451 - 1481 (30) sene Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, uzun boylu, dolgun yanaklı, kırmızı - beyaz tenli, kırık burunlu, kolları adaleli ve kuvvetli bir padişahtı. Devrinin en büyük ulemasından birisi idi. Yedi tane yabancı lisan bilirdi. Âlim, şâir ve sanatkârları toplar ve onlarla sohbetten çok hoşlanırdı. Gayet soğukkanlı ve cesurdu. Eşsiz bir kumandan ve idareci idi. Yapacağı işler hususunda, en yakınlarına bile hiç birşey sızdırmazdı. Fatih Sultan Mehmed'in ömrü seferlerle geçti. Yıkılmaz diye bilinen Bizans'ı yıktı. İstanbul'u fethetti. Ayasofya kilisesini câmiye çevirdi. Kryamete kadar câmi olarak kalmasını istedigi bu muhteşem mâbed için mükemmel bir vakfiye yazdırttı.  (Bu,vekâlet Arşivi Tapu Defterleri No:20, 27, 167, 251 ) 1127 sene kilise, 481 sene de câmi olarak kullanılan Ayasofya, 1934'de müze...

Abdülmecid (1839 – 1861)

  32 - Abdülmecid (1839 – 1861) Sultan Abdülmecid, 25 Nisan 1823 günü doğdu. Babası Sultan İkinci Mahmud, annesi Bezm-i Âlem Valide Sultan’dır. Sultan Abdülmecid, babasının arzusu yönünde bir eğitim ve terbiye gördüğü için ıslahatçı fikirlere sahipti. Batı âlemine karşı hayranlık besliyordu. Babasının vefatı üzerine, henüz 17 yaşında iken Osmanlı tahtına oturdu. Devletin ilerleyişi için Avrupaî hayat tarzının ülke çapında yaygınlaştırılmasını istedi. Saltanatının henüz dördüncü ayında ilân ettiği Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu sebebiyle Tanzimat Dönemi padişahı olarak şöhret bulmuştur. Sultan Abdülmecid, batılı yazarların takdir ve sevgiyle andıkları bir padişahtı. Âdil, merhametli, ıslahatçı, yenilikçi bir insan olan Sultan Abdülmecid, 25 Haziran 1861 tarihinde, 39 yaşında iken İstanbul’da veremden dolayı vefat eden Sultan Abdülmecid, Yavuz Sultan Selim’in türbesi yanındaki mezarına defnedildi. Sultan İkinci Mahmud, ölüm döşeğinde iken, Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmış olan Kavalalı M...