Bayrampaşa’da yerleşim 1927 yılında başladı. Bulgaristan’ın Filibe şehrinden göç eden insanların yerleştiği yer olan Bayrampaşa’da Velibey (Demirkapı), Ferhatpaşa ve Cicoz çiftlikleri kuruldu.
1950’lerde Makedonya’dan ve 1960’lı yıllarda Yugoslavya’dan göç eden insanlara barınma imkanı tanıyan ilçe, vatan caddesinin yapımı sırasında istimlak edilen bölge halkının sağmalcılara taşınarak nüfus yoğunluğu yaşandı. Eski adı Sağmalcılar olan ilçede 4. Murad’ın Sadrazamlarından Bayram Paşa’nın burada bir çiftlik sahibi olmasından dolayı bayrampaşa adını aldı.
1970’li yıllarda hızla kentleşen ilçe, sanayi; yedek parça, otomobil tamiri, kalıpçılık, elektrik elektronik parça üretimi, hırdavat alet üretimi, plastik döküm, soğuk demir işlemesi, talaşlı üretim, tekstil gibi alanlara yöneldi.
Tarihi eserler bakımından da gelişmiş olan Bayrampaşa’da yer alan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü hizmet binası olarak ayrılan Maltepe Askeri Hastanesi, 1827’de yaptırıldı.
Ferhat Paşa çiftliği 20.yy. başlarında, İbrahim Turhan tarafından Bayrampaşa’da yaptırıldı. Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği ile Koca Sinan tarafından yaptırılan birçok çeşme ve su terazileri de Bayrampaşa sınırları içindedir.
Bayrampaşa Belediyesi alt ve üst yapı sorunlarını çözerek, bilgi evleri, eğitim, kültür, sağlık, spor alanında projeler geliştirdi. Bunların dışında Bayrampaşa’da Carrefour, Bauhaus, Forum İstanbul AVM, IKEA, Praktiker ve Aquarium gibi ticari projeler gelişti. Bunların dışında Bayrampaşa’da hizmete giren İstanbul Büyük Otogarı da Bayrampaşa ilçesinin nüfus yoğunluğunu artıran etkenlerden biridir.
İstanbul’un Avrupa yakasındadır.
Doğusunda Eyüp,
Güneyinde Zeytinburnu,
Batısında Esenler,
Kuzeyinde Gaziosmanpaşa ilçesi vardır.
Bayrampaşa, 1950’lere kadar bağlık bahçelik bir mesire yeri olan bu yörede 1927 yılında gelen bir grup balkan muhaciri bağcılık yapmış, yöredeki bağlar numune bağları adıyla şöhret bulmuştur.
Özellikle 1970’li yıllardan itibaren hızla gelişmiş bir semttir.
1970 yılında, vaktiyle Mimar Sinan tarafından İstanbul’a su sevki için döşenmiş olan kanallara yeni inşatların kanalizasyonlarının bağlanması sebebiyle KOLERA salgını çıktı. Bir süre sonra sağmalcılar adının ‘KOLERA’ ile meşhur olduğu düşünülerek semte 'BAYRAMPAŞA' adı verildi.
Maltepe Askeri Hastanesi, ilçede bugüne kadar gelmeyi başarmış ön önemli tarihi yapılardan biridir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından inşa edilen su terazileri ve su maslaklarından çok az iz kalmıştır.
Bayrampaşa ilçesinin bulunduğu kesim, 1980’lere kadar “SAĞMALCILAR” adıyla tanınıyordu.
Yeni otogar ve hafif metronun Bayrampaşa, Sağmalcılar ve Kartaltepe istasyonu bu ilçenin sınırları içindedir. Yüzölçümü 8 kilometrekaredir.
Altıntepsi, Cevatpaşa, İsmetpaşa, Kartaltepe, Kocatepe, Muratpaşa, Orta, Terazidere, Vatan, Yenidoğan ve Yıldırım adlarında 11 mahallesi bulunmaktadır.
CHP'nin burada yüzde 35 oy almasının sebebi, CHP'nin yoğunlukla Boşnakların ve Selanik göçmenlerinin yaşadığı bir ilçe olan bayrampaşa'da boşnak aday çıkarmasıdır.
CHP biraz daha yüklenebilse AKP'yi burada bitirebilirdi. Hüseyin Bürge başkan oldukça fazla gayrimenkulü olan emekli bir din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenidir.
CHP adayının özgeçmişine bakarsak:
Bahri Sipahi, Sancak'ta doğmuştur.
Bosna-Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nde saymanlık görevinde bulundu. Bir dönem bayrampaşa ilçesi bünyesindeki Yıldırım Bosna Spor Kulubü’nün başkanlığını yaptı.
Ayrıca içinde benim de bulunduğum balkan göçmenlerinin yaşadağı yer olması dolayısıyla dükkan isimleri pek farklılık göstermez bu semtte.
Örneğin yirmi dükkanın beşinin adı Tuna, beşinin adı Rumeli, beşinin adı Mostar, beşinin adı da Balkan'dır.
Bayrampaşa ve Yıldırım Mahallesi, adeta tam sporcu fabrikası bir ilçedir. NBA yıldızı Hidayet Türkoğlu basketbolcu çıkarmış, ayrıca Darüşşafaka'da oynayan Ömer Köseoğlu ve futbolcu Saffet Sancaklı, Semih Erden, İbrahim Rızvanoğlu, Hayran Nuran, Mirsad Türkcan, Ersan İlyasova, Arda Turan, Gökhan Şükür, Okan Buruk, Ceyhun Eriş, Necip Uysal, Eda Erden (voleybolcu, Fenerbahçe Acıbadem'de oynamaktadır) bayrampaşa'da doğup büyümüşlerdir.
Ayrıca futbolcu Arda Turan'da Bayrampaşa'lıdır. Kısmen yıkılmış olsa da adı hep cezaevi ile anılacak olan içinde sevdiğim insanların, arkadaşlarımın bulunduğu, kısmen yaşadığım İstanbul ilçesidir.
Bayrampaşa ilçesinde en fazla gözünüze çarpacak yapılardan birisi de camilerdir. 30'dan fazla camiye ev sahipliği yapmaktadır.
Bayram Paşa
Bayram Paşa aslen Lâdikli olup babası Kurd Ağa’dır. İstanbul’da Davudpaşa’da doğdu, Yeniçeri Ocağı’ndan yetişti. 1622’de Turnacıbaşı, 1623’te Zağarcıbaşı oldu ve Rumeli’de Yeniçeri Ocağı için oğlan devşirmeye memur edildi. Daha sonra aynı yıl içinde sırasıyla Yeniçeri (kul) Kethüdâsı ve kısa bir süre sonra da Yeniçeri Ağası oldu.
Bayram Paşa Yeniçeri Kethüdâsı iken I. Ahmed’in kızı Hanzâde Sultan’la evlendi. Fakat yeniçerilerin ocaktan yetişmiş Yeniçeri Ağası istememeleri üzerine bu görevden alınarak Kubbe Vezirliğine getirildi.
1625’te Mısır Valiliği'ne tayin edildi. Üç yıldan fazla Mısır’da kaldıktan sonra 1628’de yeniden Kubbe Vezirliğiyle İstanbul’a çağrıldı. Vezîriâzam Hüsrev Paşa’nın entrikaları sonucu azledildiyse de bir müddet sonra IV. Murad tarafından tekrar Kubbe Vezirliğine getirildi. 1633’te Rumeli Beylerbeyi oldu. Bu sırada Sofya’da Timar ve Zeametlerde büyük ölçüde ıslahat yaptı, boş olanları ehil kişilere verdi.
Bayram Paşa Timar ve Zeâmet sahipleriyle ilgili olarak Eşkâl defterleri tanzim ettirdi. Bu görevindeki başarıları üzerine IV. Murad onu taltif maksadıyla İstanbul’a çağırttı ve 2. Vezir tayin etti. 1635’te IV. Murad’ın Revan Seferinde Sadâret Kaymakamı oldu. Bu görevde iken Tabanıyassı Mehmed Paşa’nın yerine Vezîriâzamlığa getirildi (Şubat 1636).
Bayram Paşa Vezîriâzam olduktan sonra Serdâr-ı Ekremlikle, İran cephesine memur edildi. Henüz İstanbul’da iken Diyarbekir’de bulunan ordunun Sivas’ta toplanmasını emretti. Daha sonra kendisi de Bolu, Amasya, Niğde, Tokat ve Konya’yı dolaşarak Sivas’a gitti ve buradan orduyu alarak Antep’e geçti. Oradan Birecik’e giden Bayram Paşa burada döktürdüğü topları Musul’a naklettirdikten sonra Amasya kışlağına çekildi. Bu arada IV. Murad’ın Bağdat seferine hazırlık olmak üzere konak mahallerinde ordu için yiyecek ve mühimmat tedariki yaptı.
Bayram Paşa Bolu’da iken Abaza Paşa kalıntılarından olan ve Bolu Mirlivâsı bulunan Sarhoş Mehmed’i idam ettirdi. Memleketi olan Amasya’ya gittiğinde ise su sıkıntısı olduğunu öğrenince kendi kesesinden harcadığı 20.000 kuruş ile şehre su getirterek çeşmeler yaptırdı.
Bayram Paşa ayrıca yine Amasya’da bir Mevlevîhâne inşa ettirerek şeyhine yevmî 70 akçe, Mevlevîhânenin giderleri için de yeterli miktarda Vakıf tahsis etti. Niğde’de ise harap durumdaki han ve dükkânları onarttı.
Bayram Paşa, Bağdat seferine çıkan IV. Murad’a, Konya üzerinden geçerek 28 Mayıs 1638’de İnönü konağında katıldı. Padişahın maiyetinde Halep’ten Bağdat’a hareket eden Bayram Paşa Urfa yakınlarında Cüllâb mevkiinde ansızın vefat etti. Ölüm tarihiyle ilgili kaynaklarda farklı bilgiler varsa da bu tarih Bağdat Seferi Menzilnâmesi’ndeki kayda göre 27 Ağustos 1638 Cuma’dır.
IV. Murad tarafından çok sevilen ve takdir edilen Bayram Paşa’nın ölümü dolayısıyla padişahın ağladığı rivayet edilmektedir. Cenazesi İstanbul’a nakledilmiş ve bugün Haseki semti Keçi Hatun mahallesinde bulunan türbesine defnedilmiştir. “Eyledi Bayram Paşa adn-i a‘lâyı makam” mısra'ı ile ölümüne tarih düşürülmüştür. Ölümünden sonra, türbesine bitişik olarak yapılan ve kendisi tarafından Nûriyye-i Zeyniyye hankahı olarak tahsis edilen bina medreseye çevrilmiştir.
Bayram Paşa burada ayrıca mektep, mescid, sebil ve tekkeden ibaret bir külliye vücuda getirmişti. Bunlardan başka Kayseri’de bir mevlevîhâne, Adana ile Akköprü arasında Tarsus’un Kosun nahiyesinde bir kervansaray inşa ettirmiştir. Kervansarayın inşasına ne zaman başlandığı bilinmemekle beraber kaynaklarda IV. Murad’ın Bağdat seferi sırasında henüz inşa halinde olduğu kaydedilmektedir.
Bununla beraber 1650 yıllarında mâmur bir halde olan kervansarayın yanında bir de cami yer almaktaydı. Evliya Çelebi buranın yetmiş ocaklı ve haremli, üstü toprak örtülü bir yapı olduğunu söylemektedir. Kervansaray XVIII. yüzyıldan sonra Çakıd Hanı adıyla anılmaya başlanmış, birçok defa da tamir görmüştür.
Bayram Paşa’nın medresesine bağışladığı kitaplar daha sonra Nuruosmaniye Kütüphanesi’ne nakledilmiştir. Bunların sayısı mükerrerleriyle birlikte yetmiş dokuzdur.
Ciddi, vakarlı ve otoriter bir karaktere sahip olan Bayram Paşa, sadâreti sırasında bir hicviyesi sebebiyle şair Nef‘î’yi haksız yere idam ettirmekle suçlanır. Sadâret kaymakamı iken İstanbul surlarını tamir ettirmiş ve dış cephesini boyatmış, surlara bitişik evleri istimlâk ettirerek yıktırmış ve şehre yeni bir çehre kazandırmıştır. Bugün İstanbul’da Bayrampaşa adıyla anılan bir semt bulunmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder