Ana içeriğe atla

YAVUZ’UN ÇADIRINA KURŞUN ATTILAR

 YAVUZ’UN ÇADIRINA KURŞUN ATTILAR 

“Eğer er iseniz benimle gelin Yoksa ben yalnız başıma da giderim” Yavuz Sultan Selim, tahta asker tarafından Safevi tehlikesini önlemek için çıkarılmıştı ama İran seferi sırasında askerle karşı karşıya geldi. Safeviler, Osmanlı ordusunun ilerleyişini güçleştirmek için bölgede büyük tahribat yapmış, otlakları yakmış ve civardaki ahaliyi Azerbaycan taraflarına sürmüştü. 

Yavuz Sultan Selim’in iaşe buhranını önlemek için daha evvel aldığı bütün tedbirlere rağmen, bu tahribat yüzünden, askerler konaklarda kendilerine içecek su ve hayvanlarına yedirecek ot bulmakta büyük sıkıntı çektiler. 

16 Ağustos’da Sakallu Köyü Menzili’ne ulaşıldığında açıktan açığa isyana başladılar. Eleşkirt düzlüğüne gelinince, Yeniçeriler eskimiş ve yırtılmış ayakkabılarını tüfekleri üzerine asarak huzursuzluklarını gösterdiler. Yeniçeriler, bir türlü ortaya çıkmayan düşmana karşı ilerlemenin beyhude olduğunu söylüyorlardı. 

Yeniçeriler işi padişahın çadırına tüfek atmaya kadar götürdüler. Yavuz, askerin arasına girerek, “Şu anda varmak istediğimiz yere henüz gelmiş değiliz. Düşmanla karşılaşmadan ise dönmemiz mümkün değildir. Bunu düşünmek bile kötüdür. 

Amma garabet bundadır ki şahın adamları efendileri için can verirlerken içimizdeki bazı gayretsizler, bu batıl anlayışlı insanları zararsız hale getirmek için buralara gelmiş olan bizleri geri dönmeye ve emeklerimizi neticesiz bırakmaya uğraşıyorlar. 

Fakat biz yolumuzdan asla dönmeyecek ve emre itaat edenlerle birlikte gerekli yerlere kadar gideceğiz. Şunlar ki kalp zaafıyla ailesini özlediğini ve yol meşakkatini bahane ederler ve bundan öte gidemeyiz derler. Onun gibiler kendileri bilirler. 

Geri dönerlerse din-i mübin yolundan dönmüş olurlar. Onların bahaneleri düşman gelmedi ise düşman ilerdedir. Eğer er iseniz benimle yola koyulun. Yoksa ben yalnız başıma da giderim” diyerek atını sürdü. Padişahın bu konuşması üzerine kararlılığını gören yeniçeriler ister istemez sefere devam ettikler. 

Yavuz, Çaldıran Savaşı’nı kazandıktan sonra bir yerde kışlayıp, ertesi yıl tekrar İran seferine devam etmek istiyordu. Ancak devlet adamları ve yeniçeriler muhalefet ettiler. Aras Nehri kıyısına gelindiğinde yeniçeriler devlet adamlarının da tahrikiyle tekrar ayaklandılar. Bunun üzerine ordu Anadolu içlerine girdi. Kış Amasya’da geçirildi. 

Yavuz’un aklında sefere devam etmek vardı. Ancak tekrar isyan eden asker Vezir Piri Mehmed Paşa ve padişahın hocası Halimi Çelebi’nin evlerini basıp, mallarını yağma etti. Bu durum üzerine canı sıkılan Yavuz Sultan Selim, veziriazam Dukakinzâde Ahmed Paşa’yı bizzat hançerledi. 

İstanbul’a döndükten sonra da yeniçeri subaylarını tahttan çekileceğini söyleyerek sıkıştırdı ve bazı isimler aldı. Bunun üzerine divan-ı hümâyûnun önünde Tacizâde Cafer Çelebi, İskender Paşa ve Sekbanbaşı Balyemez Osman Ağa’nın boyunlarını vurdurttu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OSMANLI İMPARATORLUĞU TARİHİ KRONOLOJİSİ

  OSMANLI İMPARATORLUĞU TARİHİ Osmanlı Padişahları Sıralaması ve Soy Ağacı  OSMANLI PADİŞAHLARI  - ERTUĞRUL GAZİ - OSMAN GAZİ HAN   ---- Osman Gazi Han Dönemi 1281-1324 ---- Osman Gazi Han Kronolojisi - Orhan Gazi Han   ----Orhan Gazi Han Dönemi (1324-1362) - I. Murad (1359 – 1389) I. Bayezid – Yıldırım Bayezid (1389 – 1402) I. Mehmed (1413 – 1421) II. Murad (1421 – 1451) Fatih Sultan Mehmed (1451 – 1481) II. Bayezid (1481 – 1512) Yavuz Sultan Selim (1512 – 1520) Kanunî Sultan Süleyman (1520 – 1566) II. Selim (1566 – 1574) III. Murad (1574 – 1595) III. Mehmed (1595 – 1603) I. Ahmed (1603 – 1617) I. Mustafa (1617 – 1618 / 1622 – 1623) Genç Osman (1618 – 1622) IV. Murad (1623 – 1640) İbrahim (1640 – 1648) IV. Mehmed (1648 – 1687) II. Süleyman (1687 – 1691) II. Ahmed (1691 – 1695) II. Mustafa (1695 – 1703) III. Ahmed (1703 – 1730) I. Mahmud (1730 – 1754) III. Osman (1754 – 1757) III. Mustafa (1757 – 1774) I. Abdülhamid (1774 – 1789) III. Selim (1789 – 1807) IV. Mu...

Mehmed Vahdeddin (1918 – 1922)

  36 - Mehmed Vahdeddin (1918 – 1922) Babası: Sultan Abdülmecid Annesi: Gülistü Kadın Efendi Doğumu : 2 Şubat 1861 Vefatı: 15 Mayıs 1926 Saltanatı: 1918 - 1922 (4) sene Mehmed Vahidüddin de 2 Şubat 1861 İstanbul 'da doğmuştur. Orta boylu, zayü fakat kuvvetli bir vücudu vardı. Kıymetli ulema tarafından iyi bir tahsil yaptırıldı.Tahta çıktığında Osmanlı Devleti en kötü günlerini yaşıyordu. Birinci Dünya Savaşında kendi cephelerimizde gâlip gelmemize rağmen yenik çıkmıştık. En ağır şartları ihtiva eden Mondros ve Sevr anlaşmaları yapıldı. Devletin tamamen elden çıktığını gören padişahın yüksek seviyede bir gizli toplantı yaparak zamanının kabiliyetli subaylarına, Anadolu 'ya geçip milleti istilâcılara karşı ayaklandırıp teslim olmamalarını tavsiye ettigi söylenir. Anadolu'da Milli kıyam harekâtı oldu. Milli Meclis teşekkül etti. Yeni meclis Padişahlığı kaldırarak, Cumhuriyet idaresini kabul etti. Zaten İstanbul işgal altında idi. Padişahın elinde ne bir kuvvet ve ne de ...

II. Bayezid (1481 – 1512)

8 - II. Bayezid (1481 – 1512) Babası : Fatih Sultan Mehmed  Annesi : Mükrime Hatun  Doğumu : 3 Aralık 1447  Vefatı : 26 Mays 1512  Saltanatı : 1481 - 1512 (31 ) sene İkinci Bayezid, uzun boylu, geniş göğüslü ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Yüzü yuvarlak ve gözleri elâ idi. Cesur ve atılgandı. Aynı zamanda çok halim, selim ve dinine bağlı bir padişahtı. Babası Fatih Sultan Mehmed Han ilmi karşı büyük bir sevgi beslediği için, oğlu Bayezid'e her şeyden evvel kuvvetli bir tahsil vermeyi düşünmüştü.  O devrin en meşhur âlimlerinde ders okutturmuş, bütün İslâmi ilimleri en iyi şekilde öğretmişti. İkinci Bayezid, dinine çok bağlı olduğu için kendisine (Bayezid Veli) denildi. Bayezid Veli, şâirleri saraya toplar onlarla sohbet ederdi. Bayezid Veli çok alim bir zat idi.  Arapça ve Farsçayı gayet iyi bilirdi. İslâmi ilimlerin yanı sıra matematik ve felsefe tahsili de yapmıştır. Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini de öğrenmişti. Hattat ve bestekârdı.  Avni mahla...